Tıp dilinde “klavikula” olarak da bilinen köprücük kemiği; omuz başı ile göğüs kemiğinin üst ucu arasında bulunur. Özellikle zayıf kişilerde oldukça belirgindir ve yetişkin bir bireyde ortalama 15 cm boyundadır. Düşme, çarpma ya da travmalar sonucu oluşan köprücük kemiği kırıkları ise sık görülen kırık türlerinden biridir. Her yaştan bireyde görülebilen klavikula kırığı, kişinin yaşına ve beklentilerine göre farklı yöntemlerle tedavi edilebilir. Konservatif (cerrahi olmayan) ya da cerrahi köprücük kemiği kırığı tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz Köprücük kemiği kırıkları ve tedavisi için kliniğimizi arayabilirsiniz.
Köprücük kemiği; omuz yapısının bir parçası olarak kabul edilir. Köprücük kemiğinin alt kısmında, hayati önemi olan pek çok damar ve sinir yapısı da bulunmaktadır. Bu bölgedeki kırıklar genellikle kemiğin orta hattında oluşur. Bağ ve sinir dokuları ise nadiren yaralanır. Bazı hastalarda kırık, göğüs ve kürek kemiğinin eklemleştiği yerde de olabilir. Köprücük kemiği kırıkları genellikle darbe ve düşmeler sonucunda oluşur. Bununla birlikte bazı bebeklerde doğuştan da görülebilir.
Klavikula kırıklarının en belirgin özelliği; yoğun ağrı ve hareket kısıtlamasıdır. Kırık köprücük kemiğinde olsa bile kolun hareketlerini ciddi ölçüde engelleyebilir. Köprücük kemiği kırığının yaygın belirtileri:
Köprücük kemiği kırığı tanısı uzman bir ortopedist tarafından konulabilir. Genellikle röntgen görüntülemeleri, köprücük kemiğindeki hasarın anlaşılması için yeterlidir. Bu noktada bölgedeki damar ve sinirlerde yaralanma olup olmadığının da araştırılması gerekir. Kırığın durumuna ve derecesine göre uygun tedavi planı yapılabilir. köprücük kemiği kırığı tanı ve tedavisi için kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.
Köprücük kemiği tedavisi genellikle konservatif (cerrahi olmayan) yöntemlerle tedavi edilir. Ancak;
Köprücük kemiği kırıklarının ameliyatsız tedavilerinde kol askıları, bandajlar ya da “8 askısı” tercih edilebilir. 8 bandajında amaç; omuzun geride tutulması ve köprücük kemiğinin doğru şekilde kaynamasıdır. Konservatif yani ameliyatsız tedavilerle %95 oranında başarılı sonuçlar alınabilir. Ameliyat ile yapılan köprücük kemiği tedavilerinde kemiğin kaynamama olasılığı daha fazladır. Kırığın derecesine ve yapısına göre değişmekle birlikte 6 – 8 hafta süre içerisinde tedavi tamamlanır. Konservatif tedavilerin dezavantajı ise köprücük kemiğinin üzerinde ufak bir çıkıntıya neden olmasıdır.
Köprücük kemiği kırıkları, özellikle sporcularda sık görülen bir rahatsızlıktır. Düşme ya da darbeler sonucunda kırıklar oluşabilir.