Topuk dikeni; topuk kemiği ile ayak tabanı arasında oluşan aşırı kalsiyum birikimidir. Genellikle 1 – 1,5 cm boyutlarındadır. Bu çıkıntı, bazen hiç görünmez ya da belirti vermez. Bu nedenle bazı hastalarda topuk dikeni tanısı zor olabilir. Topuk dikeni kaynaklı ağrılar topuğun ön kısmında başlayıp, tüm ayağı etkileyebilir. Topuk dikeni özellikle koşma ve zıplamaya dayalı sporlarla uğraşan kişilerde sık görülen bir rahatsızlıktır. Plantar fasiit rahatsızlığı da topuk dikeni oluşumuna neden olabilir. Tedavisi ise %90 cerrahi olmayan yöntemlerle yapılır. Topuk dikeni ve tedavisi hakkında tüm merak ettiklerinizi yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Topuk dikeni; topukta aşırı kalsiyum birikmesine bağlı oluşan, sivri uçlu kemik büyümesidir. Topuğun ön kısmında ya da ayak kemerinin altında ortaya çıkabilir. Oluştuğu bölgede belli belirsiz, küçük bir çıkıntıya neden olur. Topuğun arkasında görülen topuk dikeni rahatsızlıkları genellikle aşil tendiniti (aşil tendonu iltihabı) nedeniyle oluşur. Bununla birlikte plantar fasiit (ayağın altında bulunan ve “plantar fasya” olarak adlandırılan bağ dokusunun iltihaplanması) de topuk dikenine neden olabilir.
Topuk dikenine neden olan kalsiyum birikmesi, yumuşak doku tendonlarının ve plantar fasyanın hasar görmesi sonucu oluşabilir. Topuk dikeninin yaygın nedenleri;
Topuk dikeni, sporcularda sık görülen bir rahatsızlıktır. Bununla birlikte;
Yukarıda saydığımız, aynı zamanda plantar fasiit için de risk grubudur. Plantar fasiit hastalarında topuk dikeni görülme olasılığı da fazladır.
Topuk dikeni genellikle hiçbir belirti vermez. Belirti verdiğinde ise topukta ağrı ve acıya neden olur. Ağrı özellikle sabahları hissedilir. Kişi ayağa kalktığı ilk anda bıçak saplanmasına benzer bir acı hissedebilir. Topuk dikeninin diğer belirtileri:
Topuk dikeni birçok hastada ağrı ya da topukta çıkıntıya neden olmaz. Bu nedenle genellikle farklı ayak hastalıklarının tanı sürecinde fark edilir. Topuk dikeni, röntgen görüntüleri ile kolayca anlaşılabilir.
Topuk dikeni başlangıçta büyük bir ortopedik bir sorun olarak görülmeyebilir. Ancak ilerleyip, kronik hâle geldiğinde ciddi ortopedik sorunlar doğurabilir. Ayaktaki ağrının artışı, yürürken zorlanma, yürüyüş şeklinin değişmesi gibi şikâyetler ortaya çıkabilir.